Müzik,çimlerde
bir sürü insan, serin bir temmuz gecesi... Şehri sarmalayan göl gecenin
lacivertini büyük bir misafirperverlikle buyur ederken derinlerine ağzımda naneyle karışık alkol tadı, yanımda
insanlar
var.ama
yoklar.Konuşmalar yabancı, kahkahalar sanki başkasından ödünç alınmış. Ben galiba
tüm gerçek kahkahalarımı senin için gizli bi kuytuda bekletiyorum. Nefes alırken
sen, verirken gülümsemen... Serin bir rüzgarla dokunuyorsun tenime, çimlere
oturduğumda gölgen sarıyor belimi, çok yakınımdasın, fısıldasan
duyacağım, fısıldamıyorsun...
Hadi diyor insanlar, gitme vakti. Bir yerlerde
hayat akıp giderken , o göl o pırıltılarla mutlu mutlu dalgalanırken ve birileri orada gülerken,
severken,
dans
ederken, bir adam bir kadının saçlarının kokusunu içine çekerken belki...gitmek
gerekiyor. Dört tarafi kapalı, gökyüzünden arınmış evlere...
Arabaya
biniyoruz. Gözlerimi kapatıyorum. Sanki kirpiklerime tutunmuşsun gözlerimi
kaparken süzülüyorsun içime... Öyle gerçeksin ki sevgilim... Bak işte ellerin, o çok
sevdiğim benin, gözlerin kahverengisinin koyusunu
bildiğim, dudakların, hayatımda gördüklerimin en güzeli... Aralanıyorlar, tadını alıyorum, usulca öpüyorum, bir tek sen..ben...
"Geldik".diyorlar. Geldik,eve
gitme vakti...
çok çok sevdiim <3
YanıtlaSilSevdicek askerdeyken karaladığım bir yazıydı. Arşivden buldum çıkardım. Öpücük!
YanıtlaSil