Mostar Köprüsü ve Neretva Nehri

Oldukça eskiye dayanan güzel bir hikayesi var Mostar köprüsünün:

Bu bölgede yaşayan insanlar kenti ikiye bölen Neretva nehirini geçerken oldukça zorlanıyorlarmış. Bu durumu dönemin padişahı Kanuni Sultan Süleyman'a bir mektupla bildirmiş ve yardım istemişler. Bunun üzerine Mostar köprüsü 1566 yılında Mimar Sinan'ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından Neretva nehirinin üzerine inşa edilmiş. Köprü üzerinde bulunan 99 adet merdiven ise Allah'ın 99 adını temsilen yapılmış. Mimar Hayreddin'in köprüyü Osmanlı'nın ve islam'ın mühürünü vurmak için beyaz taşlar kullanarak hilal şeklinde yaptığı da söyleniyor.


Geçmişte Mostar'lı gençlerin düğünden önce nişanlılarına cesaretlerini ve gerçek birer erkek olduklarını kanıtlamak için mutlaka bu köprüden atlamaları gerekiyormuş. Şimdi de yaz aylarında köprünün başında bekleyen ve para karşılığında köprüden atlayan gençlere rastlamak mümkünmüş.

Bosna savaşı sırasında (1993 yılında) Hırvat tanklarının saldırısıyla köprü tamamen yıkılmış, güzelim tarihi taşları Neretva sularında kaybolmuş...Savaş bittikten sonra ise orjinaline sadık kalınarak tekrar yapılmış ve 2005 yılında Mostar kentiyle birlikte UNESCO dünya mirası listesine eklenmiş.


Köprü'nün çevresindeki Mostar Evleri.

Biz de Bosna'ya kadar gitmişken bu ünlü köprüyü ve kenti mutlaka görmek istiyorduk. Saraybosna'dan oldukça uzak olduğundan bir araba kiraladık ve çok keyifli bir yolculuğun sonunda Mostar'a vardık. Arabayı şehirin içerisine parkedip büyük bir merakla köprüye doğru yürüdük.


Fakat köprüye adım atmamızla birlikte gökyüzü de boşalmaya başladı. İlk başta umursamayıp kendimizi Mostar'ın büyüsüne kaptırsak da bir süre sonra yağmur damlalarının Neretva nehirinin üzerinde bıraktığı izler sıklaşınca biz de kendimize sığınacak bir yer bulabilmek için koşturmaya başladık. Sonuçta köprüyü karşıdan gören küçük bir restaurantta bir şeyler içip bir yandan da köprünün ve Mostar'ın muhteşem manzarasının keyfini çıkarmaya  karar verdik.



Yağmur biraz dindikten sonra tekrar Mostar köprüsüne döndük. Köprü'den Neretva'yı izledik, sonra da Mostar'ın içinden köprüyü...Değişik bir yer Mostar. Sanki zamansız bir yer. Dünyanın karmaşasından, kötülüğünden uzakta, tüm yaşanmışlıklarıyla meydan okuyor sanki modern zamanlara. Köprüyü, etrafındaki küçük evleri izlerken; yaşamak için durmadan akan Neretva, o güzel taş köprü ve her yere hakim yemyeşil ağaçlar yetermiş gibi geliyor insana. Miş gibi geliyor. Sonra bir arabaya biniyor ve bir buçuk saat süren bir yolculuğun sonunda gerçek dünyaya dönüyorsunuz.

Hamiş: Yazılarımda aksi belirtilmediği sürece tüm fotoğraflar bana aittir. Üzerlerine koyduğum filigranları fotoğrafları çirkinleştirmemek adına küçük tutuyorum. Lütfen, kesilip, biçilip izinsiz olarak kullanılmasın.

4 yorum:

  1. insan baska yerde kendi insanlarin tarafindan yapildigi köprüler evler olunca nasil gururlaniyor dimi ne yalan söyleyim sevindim dogrusu,gezmeye devam sayende görebiliyoruz ülkeleri canim saglicakla kal sana iyi hafta sonu diliyorum sevgilerimle♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canim senin yorumlarin beni mutlu ediyor :) Haklisin Bosna'da Osmanli'nin izlerini gormek cok guzel bir histi. Sevgiler.

      Sil
  2. ay ne güzel olmuş gitmen.
    bak dedim ya mostari adlı kitabı mutlaka oku bak.
    gündüz vassaf.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alinacaklar listeme ilk soylediginde eklemistim bile deep. Cok merak ediyorum :) .

      Sil