Paris'te bir akşam yemeği - CHEZ LY

Paris kaçamağımızda, zamanımızı iyi değerlendirmek adına gündüzleri haldır haldır gezerek geçirdiğimizden, gün boyunca acıktığımızda hep ayaküstü bir şeyler atıştırdık. E haliyle günler akşama döndüğünde midemiz kazınıyordu. Louvre müzesini gezdiğimiz günün akşamında da  Paris sokaklarını arşınlarken karşımıza bu Çin restaurantı (Chez Ly) çıktı ve kendimizi hemen içeri attık.

Çin böreğine bayılırım! Menüde görünce hemen antre olarak siparişini verdik. Oldukça lezzetliydi.


Ana yemek olarak ananasta tavuk seçtim. Ananasla hem eti hem de tavuğu çok seviyorum. Türk mutfağında genelde meyvalarla eti karıştırmayız fakat bence ananas ile oldukça yakışıyorlar. Seçimimden hiç pişman olmadım hem çok lezizdi hem de sunumu pek bir fiyakalıydı. Ananası tavuğun yanına doğrayıp kabuğunu da tabak olarak kullanmışlardı.


Çiğ et sipariş edip masada kendi kendinize pişirmek Fransa'da oldukça meşhur bir gelenek. Etleri azar azar, istediğiniz kadar pişirebildiğiniz için yemeğiniz hiç soğumuyor. Yener'de seçimini özel soslu, taze soğanlı, susamlı etten yana kullandı.



Gelelim annemin seçimine. Aslında onun ne yediğinin ipucunu şurada vermiştim. Ben yemek konusunda hiç anneme çekmemişim. Biraz tutucuyum. Öyle antin kuntin şeyleri yiyemem. Annem de aksine her türlü yeniliğe açıktır. Menüde gördüğüm kurbağa bacağına gözlerimi fal taşı gibi açmış bakarken, annem ''Ben bunu yiyeceğim.'' diyiverdi. Açıkçası ben tadına bakmaya cesaret edemedim ama annem ve Yener gayet güzel olduğunu söylediler. Onların yalancısıyım. Tadı da tavuğa benziyormuş ama çiğnerken biraz da kalamarın o lastiğimsi hissi var anladığım kadarıyla.


Hepimiz çok sevdiğimizden ortaya bir tabak da noodle sipariş ettik.


Yemeklerin ardından alevli muz ve karamelli muz istedik tatlı olarak. Alevli muz ne derseniz, muzun üzerine biraz alkol döküp yakıyorlar. Fakat üzerine döktükleri alkolün tadı çok baskındı. Kendimi etil alkol içiyormuşum gibi hissettim. Hoşuma gitmedi.


Karamelli muzun sunumu da oldukça ilginçti. Garson elinde bir tabakta bir kaç parçaya bölünmüş ve karamele batırılmış muz getirdi. Önümüze de bir kase soğuk su koydu. Biz bu suyla ne yapacağız ki diye sormaya kalmadan muzları ateşle yaktı ve kasenin içindeki suya atıverdi. Sonra da chopsticklerle (çin çubuğu) suyun içerisinde karamelleri sertleşen meyveleri tabağımıza servis etti.


Karamel bildiğiniz donmuş ve bonbon şekeri gibi olmuştu. Yemesi biraz zor olsada tadı ve sunumu çok güzeldi :)


Fiyatlar ise ne ucuz, ne de çok pahalıydı. Yemeklerin yanında içtiğimiz şarapla beraber kişi başı 42 euro ödedik.


Henüz yemek yemediğim şu akşamda, paylaşım için fotograf seçerken bildiğiniz ağzım sulandı! İnsan her zaman ananaslı tavuklar, karamelli muzlar yiyemiyor tabii :), bilin ki bu bünye, ''yayınla'' tuşuna bastıktan hemen sonra buzdolabındaki peynir ekmeğe yollanacak.

Hamiş: Ne kadar zor şartlar altında bloga yazı yazdığımın kanıtı :


4 yorum:

  1. harıka bı yazı olmus:)

    bu tarz yazılarını hep beklıyorum

    ben masadan noodle ı alayım:)

    gerısı sıze afıyet seker olsun:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyku,
      Tesekkur ederim. Ben de vakit buldukca gezip gezip yazmayi planliyorum. Yazmak bahane gezmek sahane degil de tam tersi benimki aslinda :) Bloga basladigimdan beri daha bir gezme hevesi var icimde :)

      Sil
  2. Ben de havhavla ilgilenebilirim sen yazarken:))

    YanıtlaSil
  3. Aslı ablacım,
    Seni buralarda görmek ne güzel. Havhav çok sevimli hep ilgi istiyor sen olsaydın kucağından inmezdi eminim ki. Yalnız bu havhav biraz büyükçe :)

    YanıtlaSil