Baykuş Pariste - Louvre Müzesi

Pariste'ki ikinci günümüzü tamamen Louvre müzesine ayırdık.
Müzenin önündeki bilet sırasında saatlerce beklemek istemediğimizden Paris'e daha gelmeden, biletlerimizi online olarak ticketnet sitesinden aldık. 3 kişiye toplam oladak 36 euro ödedik.

Her zaman görmek istemiştim Louvre müzesini, yani bu post bir hayalin gerçek olma belgesidir :).

Louvre'a gitmeden hemen önce Lüksor Obelisk'inin bulunduğu meydana uğradık.

3300 yaşındaki iki obelisk evvel zaman içinde kalbur saman içinde Mısır'ın ünlü Lüksor tapınağının girişini süslermiş, daha sonra bu iki obeliski Fransa'ya hediye etmişler ve obelisklerden biri 1836 yılında Paris'teki Place de la Concorde meydanına yerleştirilmiş. Bu Obelisk nasıl bir şeydir ki? diyenler için buyrunuz:



Louvre'a vardığımızda hava oldukça bulutluydu fakat neyse ki henüz yağmur başlamamıştı.
Sabah kahvaltı yapmadan kendimizi sokaklara attığımızdan Louvre'un bahçesindeki seyyar bir otobüs-pastahaneden kruvasanlarımızla kahvelerimizi alıp açık hava keyfi yaptık.


Karnımız da doyunca başladık Louvre'u gezmeye. Aslına bakarsanız Louvre'un ayrıntılı olarak her yerini gezmek için 1 gün yetmez, en az bir 3 gün ayırmak gerek. O kadar fazla eser, o kadar ayrı oda var ki...

Önce Leonardo Da Vinci'nin ünlü Mona Lisa tablosuyla başlayalım. Mona Lisa dünyada en çok ziyaret edilen, adına şarkıların, şiirlerin en çok yazıldığı ve doğal olarak taklidi de en çok yapılan tablo imiş. Neden bu kadar ünlü derseniz: Da Vinci'nin portreyi özel bir teknikle  boyadığı, kullandığı boyayı da özel olarak yaptığı ve sadece ellerini çizmek için bir kaç yıl harcadığı söyleniyor. İnsanlar yüzyıllardır bu kadının yüzündeki ifadeye anlamlar yüklemeye çalışıp çıkardıklarından bir türlü tatmin olmamışlar... 
Bu arada tablo 1911 yılında çalınmış ve şüpheli olarak sorgulananlardan biri kimmiş dersiniz?
Pablo Picasso!

Neyse ki tablo bulunmuş, Picasso'nun suçsuz olduğu anlaşılmış ve tabloyu çalan Louvre müzesi çalışanı yakalanmış.

Louvre'da tablonun bulunduğu kısım inanılmaz kalabalıktı. Sadece Mona Lisa'yı görmek için Louvre'a gelen insanların olduğunu düşününce çok da inanılmaz değil aslında :)





Mona Lisa'yı kalabalıktan dolayı çok da inceleyemeyerek müzenin diğer kısımlarını gezmeye başladık. Size ilgimi çeken, çok beğendiğim bir kaç eserin fotograflarını çektim. 

Müzede ortaçağ bölümü yapmışlardı, bakın ortaçağda nasıl görünüyormuş şehirler:



Bunlar da müzenin bambaşka bir kısmındaki kurbağalar, çok sevimliler değil mi?


Bakın İsa'dan önce 2400'deki bir mezarın duvarlarında kim varmış:


Oldum olası eski takılar beni çok etkiler. Louvre'da bu yüzüklerin, gerdanlıkların sergilendiği kısımda da düşünüp durdum, kimlerin parmaklarındaydı bu yüzükler, hangi adam nasıl hislerle, nasıl görünen bir kadına hediye etmişti acaba şu gerdanlığı diye düşüncelere gark oldum. İsa'dan önce 1069-1550 arasında yapılmış bu takılar.



Bu minik kadıncağız'da yine İsa'dan önce yapılmış, kollarını açmış öylece dururken çok sevimliydi. Fotografını çekmeden duramadım. 


Yunan mitolojisindeki zafer tanrıçası Nike'ın milattan önce III. yüzyıldan kalma bir heykeli olan Semadirek Kanatlı Zafer Anıtı, müzenin en önemli hazinelerindenmiş.


İsa'dan önce 2. yüzyılda Symrna'da (şimdinin İzmir'i) yapılan Zeus heykeli de bayağı heybetliydi.


Gelelim bir diğer ünlüye: Venüs de Milo yani nam-ı diğer Afrodit! Antik Yunan sanatının en ünlülerinden olan bu heykel Yunanistan'ın Milos adasında bulunmuş. Aşkın ve güzelliğin Tanrısı Afrodit'i simgeliyormuş. Bu arada bu heykeli zamanında Sultan II. Mahmud'un tercümanı da satın almaya çalışmış.


Bir de böyle gerçek bir insanın gözlerine sahip gibi görünen bu adamcağız vardı, neyin nesiydi bilmiyorum ama çok komiğime gitti. Tıklayıp büyütünüz, ne demek istediğimi anlayacaksınız :)



İslama ait sanat eserleri kısımı da varmış Louvre'un, bunlar da orda ilgimi çeken bazı eserler:

Sultan Süleyman'a yazılan bir mersiye vardı, sesli olarak da okunuyordu sürekli olarak.


Çoğunlukla İznik'de bulunan çiniler:


İsa'dan sonra 4. yüzyıl- Antakya mozaik eser:


Tabii burada gösteremediğim yüzlerce harika eser var Louvre'da. O kadar çok sayıda ve o kadar güzel sanat eserleri var ki, insan görebileceğim kadar çok göreyim diye her biriyle hakettiği kadar ilgilenemiyor. Siz siz olun eğer zamanınız kısıtlı değilse, bizim gibi tek bir gün yerine en az 2, 3 gününüzü ayırın Louvre müzesine.

Gezi iyiydi hoştu da, insan yoruluyor azizim. Gezinin sonunda ben böyleydim.



14 yorum:

  1. Louvre müzesini ben de çok merak ediyorum ama merakımı biraz olsun yatıştırdığın için sana teşekkür ederim sevgili kadın.
    Ben de eski takılara, tarihe, mitolojiye ve zamana hayranım.Ve bunu seven azınlık insana rastlayınca ve hele de fotoğraflarda gördüğüm üzere, senin gibi tatlı bir yüzün ve zihnin notlarına rastlayınca mutlu oluyorum.
    Ayrıca gözlüğün çok yakışmış ve saçların pek güzelmiş, arada sırada ben de o şekilde açık bırakıyorum saçlarımı; çok tatlı sofistike bir görünümün var kadın.
    Bundan sonra buralardayım bak.
    çokçe sevgiyle.
    Ayrıca yime söylüyorum, benim için de gez.Fransız şairlerini öyle seviyorum ki ve Paris..Paris sokaklarında bir gün beraber gezip verlaine,aragon okuruz belki..

    YanıtlaSil
  2. güzel bir izlenim yazısı olmuş, keyifle okudum.
    bu arada müzede fotoğraf çekme konusunda bir kısıtlama falan yok muydu?

    YanıtlaSil
  3. Jane,
    Bana kadın diye hitap eden ikinci kişisin. Sevdim bunu çokça :)
    Güzel sözlerin için çok teşekkürler. Buradan hissedebiliyorum ne kadar içten olduğunu.
    Sen hep buralarda ol.
    Bir de Paris'te bana sevdiğin şiirlerden okuman...düşüncesi bile çok garip
    ve de güzel!
    Paris'in üstüne sen bir de Aragon diyince,
    Son olarak
    '' Birden bize Paris düştü diyorlar bu akşam. Dünyada ne o yitirdiğimiz aşkı bir daha ne o gülleri ne de o leylakları unutamam.''

    YanıtlaSil
  4. Pala Remzi,
    Öncelikle hoşgeldin, sonra teşekkür ederim. Fotografla ilgili hiç bir sınırlandırma yoktu. Hatta önceden Mona Lisa'nın flashla fotografını çektirmiyorlarmış ama şimdi özel bir camın arkasına koymuşlar ve herkes flashlı-flashsız cekiyordu fotografları.

    YanıtlaSil
  5. Selam canim güzel postun cok eglenceligidi,cok güzel anlatmisin sanki bende gitmis görmüs kadar oldum cok sag ol ,Mona Lisa portresi neden bu kadar cok ünlü dersin bende anlamis degildim ve sonradan ögrendim mona lisa portresinde bir yani gülüyormus bir yani agliyormus cok dikkat edersen görebilirmisin.Bu arada sende cok sekermisin sana güzel tatiller diliyorum saglicakla kal
    sevgilerimle ♥♥♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam GüGü,
      Oncelikle iltifatlarin icin cok tesekkur ederim. Mona Lisa'nin ün meselesine gelince, evet yuzun her iki tarafinin farkli duygularini yansittigini soyleyen var, portresi yapilan kadinin daha yeni cocugunu kaybettigi ve derin bir aci duydugunu soyleyenler de var,hatta en ilginc dusuncelerden biri yuzunun yarisinin Leonardo'nun kafasindaki annesinin eski bir hayali oldugu. Kimbilir?

      Sil
  6. Şubat'ta Paris'teydim ve inanır mısın dün rüyamda Louvre Müzesini gördüm. Gerçekten inanılmaz bir tesadüf oldu bu yazın. Rüyama gelirsek, Louvre'un önüne kadar gelip de içerisini görememiş olmam sanırım içimde bir ukde olarak kalmış. Umarım bir sonrakinde yeterli vaktim olur. Aydınlatıcı yazın için de teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Ufuk,
      Bu rüya, gerçek hayat tesadüfleri beni hep etkilemistir. Hayirdir insallah diyelim :). Louvre gercekten insana ilham veren, degisik duygulara surukleyen bi muze. Bir gun gitmen umuduyla..

      Sil
  7. gezmiş kadar oldum baykuş kadın :)))
    nike in adının neden nike olduğunu da anlamış oldum böylece; soluksuz okudum, merakım kat kat arttı :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatih, okumak birazcik da olsa disinin kavugunu dolduruyor insanin ama , gormek, dokunmak bambaska... Bir gun yolunun Louvre'a dusmesi umuduyla...
      Mimini de cevapladim.

      Sil
  8. Paris Louvre müzesi merak ettiklerimden
    tarihi yerleri,tarihi eşyaları incelemeyi severim
    seninle gezmiş oldum,notların da hoş:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Bahar,
      Ben de hayal kurduran her seyi severim.
      Yazdiklarimin hosuna gitmesi hosuma gitti :)

      Sil
  9. EN ÇOK merak ettiğim müzelerin başında geliyor.Paylaşım için teşekkürler:)

    YanıtlaSil